İnternet Reklamcılığının İlkleri 15. Mayıs 2014 Özge Girit Blog, T&G Workshop, Teknoloji (0) İnternet kullanan herkesin gördüğü, çoğu kişinin ne olduğunu bilmediği, bizim devamlı olarak üzerinde konuştuğumuz ve çalıştığımız internet reklamları ilk çıktığı günden bugüne birçok değişime ve gelişime uğradı. Bu reklam türünün aslında 1990’ların başında doğmasına rağmen endüstrisi tahmin edilenden çok daha büyük ve teknolojisi git gide karmaşıklaşıyor. 20’li yaşlarda olmasına rağmen bu piyasanın sadece Amerika’daki harcaması 43 milyar $. İnternette reklamlardan önce SPAM vardı ve SPAM’in geçmişi 1970lere kadar uzanıyor. İlk SPAM 1978 yılında ARPANET’ten alınan 400 kişilik bir listeye gönderilmiş. Arpanet’e şu anda kullandığımız internetin atası diyebiliriz. SPAM’in yaratıcısı ve babası ünvanını alan Gary Thuerk, doğu yakası kökenli bir şirketin pazarlama yöneticisidir ve şirketin batı yakasına ulaşması için SPAM’i üretir. Peki, internet reklamcılığının nasıl başladığını ya da ilklerini hiç merak ettiniz mi? İşte size ilkler: 1993 - İlk internet reklamı satışı: Tıklanabilir ilk web reklamı Global Network Navigator tarafından Silikon Vadisi’nde çalışan bir hukuk firmasına satıldı. 1994 – İlk Banner: İnternette geçirdiğimiz süre boyunca belki de yüzlercesini gördüğümüz ve görmeye alıştığımız banner reklamları fikri 1994 yılında ilk ticari web dergisi olan HotWired ekibi tarafından ortaya çıkartılmış ve çalışmaları sonucunda ilk banner AT&T firmasının “You Will” kampanyası için hazırlanıp, yayınlanmıştır. Reklam alanı 3 aylığına 30.000$’a satılmış ve tıklama oranı %44 olmuştur. 1994 – Affiliate Marketing’in Doğuşu: Gelir paylaşımı fikri çok daha eskilere dayanmasına rağmen internette gelir paylaşımı World Wide Web’in doğumundan hemen sonra ortaya çıkmıştır. İlk defa satış ortaklığı programı konsepti ile tanıştıran şirket sanılanın aksine Amazon değil CDNow adlı bir şirkettir. Affiliate marketing, müzik ile ilgili web sitelerinin albümlere yorum yaparak veya listeleyerek satın almak isteyen kullanıcıları CDNow’a yönlendirmesi ve bunun karşılığında bir komisyon almasıyla ortaya çıkmıştır. Amazon, CDNow’ın haklarını satın alarak 1996’da ortaklık programını piyasaya sundu ve en bilinen affiliate network olmayı başardı. 1995 – İlk Sorgu Bazlı Reklam: Yahoo 1995’te yapısını değiştirerek sadece bir online rehber olmaktan çıkıp, anahtar kelimelere dayanan ilk reklamlarını yayınladı. 1996 – İlk AdExchange: Şu anda AdExchange olarak görev yapan DoubleClick’in 1996’da kurulması, banner endüstrisinin dönüm noktası olarak adlandırılabilir. Online reklam ile ilgili hizmetler sağlayan platform, online reklamcılığa farklı bir bakış açısı getirdi ve websiteleri ile reklamverenleri ortak bir platformda buluşturarak reklam alım-satımını iki taraf açısından da kolaylaştırdı. 1996 – Tıklama Başına Ödeme: “Tıklama Başına Ödeme(PPC)” kavramı ilk defa Yahoo gibi bir online rehber olan Planet Oasis tarafından kullanıldı. (Bazı kaynaklarda PPC kavramının ilk defa GoTo.com taraından kullanıldığı yazıyor, GoTo.com PPC’ye PPM(Paid Placement Model) adını vermiştir.) 1998 – İlk Anahtar Kelime Açık Arttırması: Arama anahtar kelimelerine dayanan reklamlar için ilk açık arttırma GoTo.com tarafından 1998’de oluşturuldu. GoTo.com 2001 yılında ismini Overture olarak değiştirdi ve 2003’te Yahoo tarafından satın alındı. 2000 – Google AdWords: Arama motoru reklamcılığı için büyük bir adım olan Google AdWords 2000 yılında piyasaya sunulmasına rağmen, Tıklama Başına Ödeme kavramı 2002 yılında sisteme eklendi. PPC’den önce CPM(Bin Gösterim Başına Maliyet) kullanılıyordu. AdWords’un diğerlerinden farkı ise en yüksek fiyatı vermenin değil , daha ilgili ve daha iyi kullanıcı deneyimi sunmanın önemli olduğunu anlamasıydı. 2005 – Google Analytics: Google Adwords’ten birkaç yıl sonra web analizi aracı olan Google Analytics’i piyasaya sürdü. 2006 – Facebook Reklamları: Facebook kurulduktan iki yıl sonra Facebook reklamlarını başlattı. 2007 – AdSense: Google, AdSense for Mobile’ı kullanıma açarak, websitelerinin mobil tarayıcılar için optimize edilmelerini sağlayarak, standart websitelerinde kullanılan reklamların mobil için de kullanmalarını sağladı. 2007- Facebook Hedefleme Seçenekleri: Facebook, reklamverenler için kullanıcı demografiklerini hedefleme seçeneğini sundu. 2009 – Google Hedefleme: Google, Youtube ve reklam ağındaki diğer partnerlerinde ilgi alanlarına yönelik reklam vermenin testlerini yapmaya başladı. 2010 – Twitter: En çok kullanılan ikinci sosyal ağ olan Twitter, reklam modeli olan “Promoted Tweet” modelini 2010 yılında piyasaya sürdü. 2012 – Facebook reklamların kullanıcıların ana sayfalarındaki “Haber Kaynağı”nda görünmelerini sağladı. 2013 – Facebook video reklamlar için plan yaptıklarını duyurdu. 2013 – Google AdWords mobil cihazları daha etkili hedefleme amacıyla “Geliştirilmiş Kampanyalar”ı piyasaya sundu. 1990’ların başında başlayan bu serüvenin bu kadar gelişeceği ve çeşitleneceği kimsenin aklına gelmemiştir. 2014 ve sonrası için internet reklamcılığını ve bizleri neler bekliyor bilmiyoruz. Sabırsızlıkla bekliyoruz :) Bu yazıyı internette araştırıp bulduğumuz bilgiler dahilinde hazırladık. Bir eksiğimiz, yanlışımız veya sizin eklemek istediğiniz bir şey varsa yorumlarınızı bekliyoruz.
Google Analytics Değişiklik Geçmişi Özelliğini Tüm Kullanıcılarına Açtı 24. Nisan 2014 Özge Girit Blog, Teknoloji (0) Geçtiğimiz sene duyurulan ve az sayıda kullanıcının kullanımına açılan Google Analytics “Değişiklik Geçmişi” özelliği artık tüm Google Analytics yönetici hesaplarından erişilebilir durumda.Peki, Değişiklik Geçmişi’nde ne tür değişiklikler tutuluyor?Google Adwords’te bulunan “Değişiklik Geçmişi” özelliği gibi Google Analytics’in bu özelliğinde de benzer aksiyonlar tutuluyor. Değişiklik Geçmişi son 180 gün içinde hesabınızda yapılan birçok önemli değişikliklerin bir özetini sunuyor. Google bu özelliği ile kullanıcı değişiklikleri ve erişim, hesap ayarları, profiller, site özellikleri, hedefler, filtreler ve diğer Google Analytics fonksiyonları ile birlikte, hesabınızın yönetici alanında gerçekleşen değişiklikleri kaydediyor. Aynı zamanda “Değişiklik Geçmişi” içinde arama yapılarak belirli bir konuda yapılan tüm değişiklikleri aynı anda görebilme imkanı sağlıyor.Değişiklik Geçmişi, size hesabınızın zaman içinde nasıl geliştiğini anlamanıza yardımcı olmakla beraber, kullanıcılar arasındaki işbirliğini geliştirerek daha iyi bir yapılandırma için ek bir araç görevi görüyor.Google Analytics Değişiklik Geçmişi ile artık müşteriler ajansların neler yaptığını rahatlıkla takip edebilecek. Ajanslarda ise genel olarak hangi hesapta kim tarafından değişiklik yapıldığını bilinmemesi sıkıntısı ortadan kalkacak.Bir şeyin gizemli bir şekilde nasıl değiştiğini veya kaybolduğunu merak etmek yerine, tam olarak ne zaman ne olduğunu ve sorumlusunun kim olduğunu görmek için Değişiklik Geçmişi'ni kullanabilirsiniz. Bu özelliğe “Yönetici” sekmesinin altındaki “Hesap” menüsünden ulaşılabilir.
Facebook Whatsapp'ı Neden Satın Aldı? 26. Şubat 2014 Özge Girit Blog, T&G Workshop, Teknoloji (0) Geçtiğimiz hafta Facebook’un Whatsapp’i 19 milyon dolara satın alması, tüm haber kaynaklarında manşetteydi. Bu haberin manşet olmasının nedeni, baş kahramanların Facebook ve Whatsapp gibi çok kullanılan ve üye sayısı fazla olan 2 firma olmasının yanı sıra Facebook’un ödediği miktarın neredeyse şirketin değerinin %50si olmasıydı.Peki Facebook neden böyle bir yatırım yaptı? Bu sorunun cevabı için ilk önce iki firmanın bazı bilgilerine bakalım:Dünyada 1,1 milyar kullanıcısı olan Facebook‘un Türkiye’deki toplam kullanıcı sayısı ise 31,25 milyonEn çok kullanılan sosyal mesajlaşma platformu olan Whatsapp, 450 milyon aktif kullanıcıya sahip, Facebook Messenger ise 2. sıradaFacebook kullanma oranı en fazla olan yaş aralığı %29 ile 18-25. Ardından %23 ile 26-34 yaş kullanıcılar geliyor.Artan akıllı telefon kullanımıyla Whatsapp popülerliğini arttırmakla beraber, kullanıcı demografiklerine baktığımızda genç kullanıcı sayısının gittikçe yaygınlaştığı görülüyor.Geçtiğimiz günlerde Facebook CFO’su David Ebersman kullanıcı oranlarında bir düşüş olduğunu açıklamıştı. Şirketin 13-17 yaş arasındaki kullanıcıları yakalamak için büyük çaba sarfettiği düşünülüyordu. Son dönemde yaş ortalaması giderek artan ve gençlerin yavaşça terk ettiği Facebook, Whatsapp girişimi ile bu tezleri doğrulamış oldu.NEDEN?Cevap basit: Big Data.Facebook’un Instagram’ı satın almasıyla topladığı veriye, Whatsapp’ı da ekleyerek ulaşamadığı genç kitleye ulaşacak, ve aynı zamanda kendi kullanıcıları hakkında daha fazla bilgi edinip, kullanıcı profillerini iyice netleştireceği açıkça görülüyor.Facebook veritabanındaki bu ‘big data’yı, kurumlara uygun hale getirip hedef kitlelerini netleştirmelerine imkan sağlayacak ve bağlamsal pazarlamada reklamların ilgili kişilere gösterilme olasılığını Whatsapp’tan topladığı veriler ile daha da yükseltecek.
2014′te Big Data Kavramını Konuşuyor Olacağız 21. Ocak 2014 Oğuz Kansoy E-Ticaret, Teknoloji (0) Bu hafta başında Türkiye’nin dijital cüzdan haritasını yayınlayan ve 12 ülkeye mobil yazılım hizmeti sunan Pozitron, bu yıl 3. kez Deloitte Technology Fast50 ödülünü almaya hak kazandı ve Türkiye’de en hızlı büyüyen 8. şirket olma başarısını gösterdi. Ürettiği mobil projeler ve yazılımlarla hem ulusal hem uluslararası alanda sesini duyuran Pozitron‘un Kurucusu Fatih İşbecer‘i de 2013/2014 dosyamızda konuğumuz olarak ağırladık ve İşbecer ile Pozitron olarak 2013′te neler yaptıklarını, Türkiye’deki mobil pazarını ve 2014′te mobil konusunda Türkiye’yi nelerin beklediği üzerine konuştuk. 2013′te Türk e-ticaret sektöründe önceki yıllara göre ne gibi değişiklikler oldu? Size göre sektör büyümeye devam ediyor mu? E-ticaret sektörüne hızlıca giren firmalar kısa sürede büyüyerek ciddi bir pazar yarattılar ancak bugün çoğunlukla 2000′li yılların başlarında kurulan firmaların bu akımdan hasarsız çıktığını görüyoruz. Öncelikle e-ticaret sektöründe ciddi bir kârlılık sorunu var. Ayrıca pazardaki ağır rekabet nedeni ile çoğu firma müşterilerine gerçek anlamda iyi hizmet veremiyor. Bu sebeple 2013′te kapanan ya da birleşmelerle ortadan kaybolan e-ticaret sitelerinde gördüğümüz senaryoyu 2014′te de görmeye devam edeceğimizi düşünüyorum. Muhtemelen 2014’te de birçok e-ticaret firması pazardaki diğer oyuncularla birleşecek ya da faaliyetlerine son verecek. Bu arada 2013′te e-ticaret sektöründe ilginç bir gelişme daha yaşandı. Türkiye’de “süper angel” olarak adlandırabileceğimiz belki de tek kişi olan Hasan Aslanoba’nın çok erken aşamalarda birçok yeni girişime milyon dolarlık yatırımlar yaptığını gördük. Bunun sektördeki etkisi ise bu iş modellerinin Türkiye pazarında özgün hale gelmesi oldu. İnternetteki iş modellerini klonlamanın yaygın olduğu ülkemizde, Hasan Bey’in erken aşama yatırımları ile desteklenen firmaların iş alanlarında, başka klonlar ortaya çıkmadı. Potansiyel pazar ise başarılı olmaları durumunda yatırım alan bu firmalara kalacak şekilde şekillendi. Hasan Bey’in bu stratejisi ükemizdeki fuzuli klon çılgınlığını frenlemek ve gençleri desteklemek adına çok iyi oldu. Hem şahsen hem de Türkiye’deki ekosistem adına Hasan Aslonoba’nın yatırımlarından başarılı ve büyüyen firmalar çıkmasını çok arzu ediyorum. Geçen yılki dosyamızda 2013′te mobil ticaretin 2012′de olduğu gibi hızlı bir ivmeyle yükseleceğine değinmiştiniz. 2013 yılında bu tahminler beklentilerinizin üstüne çıktı mı? Türkiye’de mobil pazarı ne kadar gelişti? Mobil, tüm dünyada en hızlı büyüyen sektörlerden bir tanesi. Sadece mobil uygulama pazarının büyüklüğünün 2013 yılının sonunda 27 milyar dolara ulaşacağı söyleniyor. 2012’ye baktığımızda Türkiye mobil pazarı yüzde 80’lik bir büyüme gösterdi, yani mobil tahmin ettiğimiz gibi gayet iyi gidiyor. Geçen yıl için şirketlerin internet cirolarının yüzde 15’ini mobil üzerinden kazandıklarını söylemiştik, bu sene sonlarına doğru ise mobil trafiğin toplam trafik içinde üçte bir oranında pay aldığı siteler duyulmaya başlandı. Bu sayede birçok yeni girişimci gerek kurumlara yazılım satmak gerekse son kullanıcılara yönelik oyun veya uygulama geliştirmek üzere mobil alanında pazara girdi. Bir nevi mobilde de altına hücum eder gibi bir hareketlilik yaşanıyor diyebiliriz. Hâlâ yeni bir telefon modeli çıktığında mağazalar yağmalanıyor, yeni bir işletim sisteminin ilk haftasında neredeyse tüm kullanıcıların yüzde 60′ı telefonlarını güncellemiş oluyorsa, bunu da bir şekilde normal karşılamak lazım… Mobilin gelişmesi ülkemizde de hızlı bir biçimde devam ediyor. Fakat halen Türkiye’de mobil konusunda kendini yetiştirmiş insan sayısı çok az. Açıkçası kısa vadede de bu konuda bir düzelme öngörmüyoruz. Hatta insan eksikliği ve kaliteli iş gücünün azlığından dolayı mobile geçişte ağzı yanan firmalar da olacaktır; ancak her durumda yeni teknolojiler kendilerine yapılan yatırımların karşılığını verecektir. 2013 yılı Pozitron açısından verimli bir yıl mıydı? Sene başında koyulan hedeflerin ne kadarını gerçekleştirebildiniz? 2013 bizim için kritik bir yıldı. 2013 itibariyle birçok yeni projemiz oldu ve Türkiye dışında ABD, Almanya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere, tam 12 farklı ülkeye mobil yazılım ürünleri ihraç ettik. Mobil sektörde sergilediğimiz başarı sayesinde bu yıl da 3. kez Deloitte Technology Fast50 ödülünü alarak Türkiye’de en hızlı büyüyen 8. şirket olduk. 2012’den 2013’e ciro anlamında yüzde 100’ün üzerinde büyüdük. Ayrıca 2013’te ihracatımız da yüzde 100’den fazla arttı ve Bilişim 500 listesinde Türkiye’nin en çok yazılım ihraç eden 13. şirketi olarak yer aldık. Pozitron olarak 2014 yılı hedefleriniz neler? Projelerinizin yoğunluğu daha çok yurtiçi mi yurtdışına mı yönelik olacak? Yurtdışından hangi markalara mobil uygulama geliştirdiniz? Yeni birçok proje ile bu sene için yüzde 50’nin üzerinde büyüme hedefimiz var. Şu anda projelerimizin yoğunluğunu 12 farklı ülke ile yurtdışı oluşturuyor. Bu seneki stratejimiz de yurtiçinde liderliğimizi korurken, yeni projelerle yurtdışındaki faaliyetlerimizi daha da arttırmak olacak. 2013 senesinde Bilişim 500 sıralamasında en fazla yazılım ihracatı yapan 13. firma olduk, 2014’teki hedefimiz ise ilk 10’da yer almak… Daha önce EMEA bölgesinde Doha Bank ve Qatar Islamic Bank için mobil uygulamalar geliştirmiştik. Bu yıl ise Ortadoğu’nun en büyük bankaları arasında yer alan Arab National Bank için geliştirdiğimiz mobil bankacılık ürünümüz ANB Mobile’i 2 milyon banka müşterisinin hizmetine sunduk. Arab National Bank’ın kullanımı günden güne artan iPhone uygulaması Suudi Arabistan’ın en iyi mobil bankacılık uygulaması seçildi. ANB ile çalışmalarımız yeni platform ve teknolojiler eklenerek devam ediyor. Bunların yanında Amerika’da eBay ile 3 yıldır süren bir partnerliğimiz var. eBay ile eBay Fashion, eBay Now gibi birçok farklı projede birlikte çalışıyoruz. Ayrıca eBay aracılığı ile de Macy’s, Brands4Friends, GumTree gibi farklı ülkelerdeki firmalar ile işbirliği yapıyoruz. 2014′te Türk e-ticaretini sizce neler bekliyor? 2014′te en çok ne konuşulacak? İlk soruda da belirttiğim gibi e-ticaret sektöründe ciddi bir kârlılık sorunu var. Ayrıca pazardaki ağır rekabet nedeni ile çoğu firma müşterilerine gerçek anlamda iyi hizmet veremiyor. Bu sebeple 2013′te kapanan ya da birleşmelerle ortadan kaybolan e-ticaret sitelerinde gördüğümüz senaryoyu 2014′te de görmeye devam edeceğimizi düşünüyorum. Tüm sektörlerin en büyük sorunlarından biri ise sahadan topladıkları verileri anlamlı bilgiler halinde yorumlayamamak. O nedenle Big Data kavramının 2014 ile birlikte hayatımızda daha çok yer edineceğini ve daha çok konuşulacağını düşünüyorum. Sizce henüz mobil uygulaması ya da sitesi olmayan küçük ve orta ölçekli şirketler neden mobil ticarete önem vermeliler? 2014′te mobil ne gibi avantajlar sağlayacak? Birçok şirket mobilin avantajlarından yararlanarak markalarına yeni katma değerler ekledi. Bu alanda başarılı örnekler küçük ve orta ölçekli şirketleri de mobile yönlenmeye teşvik ediyor, aslında etmeli de. Çünkü bu tarz küçük ve orta işletmeli şirketler doğru stratejiler ile mobil ve yeni teknolojilerin sunduğu fırsatlardan yararlanarak kendilerini pazarda daha iyi noktalara taşıyabilirler. Önümüzdeki yıllarda ise B2B tarafındaki tüm şirketlerin kanal stratejisi mobil girişimcilerin sundukları çözümler ile mobil etrafında şekillenecek. Aslında mobil sadece cep telefonu ve tabletten oluşmayacak. Yeni nesil donanımlar, Google Glass ve benzeri yeni cihazlar, saatler vs derken yakında işlemcisi olan her cihazın internete bağlandığına ve akıllandığına şahit olacağız. Gelişen teknoloji ile birlikte yerli yabancı tüm firmalar hangi alanda olurlarsa olsunlar bir sürü bilinmeyen bekliyor olacak. Burada doğru kararlar verip teknolojiye yatırım yapan firmalar rekabette ciddi şekilde öne çıkacaklar. Kaynak: (eticaretmag.com) 17 Aralık 2013 - Emir Aksoy
2014 E-ticaret Ödeme Sistemleri il Büyüyecek 21. Ocak 2014 Oğuz Kansoy E-Ticaret, Teknoloji (0) Şu An 3000′den Fazla Üye İş Yeriyle Çalışıyoruz Geçtiğimiz sene hazırladığımız 2012/2013 dosyamızda da konuğumuz olan PayU Türkiye Ülke Direktörü Y. Emre Güzer ile sektörü, ödeme sistemlerini, geçirdiğimiz seneye dair hedeflerini, 2014 beklentilerini ve genel anlamda yeni yıla dair öngörülerini konuştuk. Geçtiğimiz sene yaptığımız röportajda 2013′ten beklentilerinin üye iş yeri sayısını bine çıkartmak olduğunu belirten Güzer, 2013 içinde bu rakamın 3 bine ulaştığını, bunu da önümüzdeki yıl 4 bine çekmeyi planladıklarını belirtiyor. Önümüzdeki yıllarda e-ticaretin büyümesine paralel olarak online ödeme sistemleri konusunda da sahip olduğumuz potansiyeli ortaya çıkartabileceğimizi belirten Güzer, kısa vadede alışkanlıkları değiştiren yepyeni bir sistem yerine kredi kartı odaklı mevcut sistemin ihtiyaçlar doğrultusunda optimize edileceğini öngörüyor. 2012′ye kıyasla Türk e-ticaret sektörü 2013′te ne gibi değişimlere uğradı? Sektör sizce ne kadar büyüdü? İnternet üzerinden yapılan ödemelerde yüzde 30’un üzerinde bir büyüme yakalayacağız gibi gözüküyor. Gerçek anlamda e-ticaret cirolarına baktığımızda ise; bu büyümenin altında kaldığımızı söyleyebilirim. 2013 yılının konsolidasyon yılı olmasını bekliyorduk. Öyle de oldu. Kârlılığı yakalayamayan, yeterli nefesi olmayan işletmelerin yola devam edemediğini gördük. Benim de uzun zamandır inandığım bir gelişme olarak, dikey e-ticaret tarafındaki oyuncuların da iş modellerinde küçük değişiklikler ile dikeyden yataya geçtiklerine tanıklık ettik. Görünen o ki sektör henüz kalabalık dikey oyuncu pazarını doyurabilecek kadar olgunlaşmış değil. 2014 yılı işletmelerin cirodan çok kârlılığa odaklanmak zorunda olduğu bir yıl olacak. 2013 yılını online ödeme sistemleri açısından ele alacak olursak Türkiye ve dünyada nasıl gelişmeler yaşandı? Alternatif ödeme sistemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye ödeme sistemi altyapıları anlamında dünyanın birçok ülkesinden ileride. Bu bilgi birikimi ile Türkiye’de şekillenen çalışma mantığı ve güvenliği açısından baktığınızda, yabancı muadillerinden çok daha ileri teknolojilere sahip alternatif ödeme sistemlerimiz mevcut. Bunlar arasından BKM Express ile BKM’nin çok iyi işler yaptığını, bunu yaparken de insanları internet üzerinden alışverişe özendiren TV reklamları ile sektöre dinamizm getirdiğini söyleyebilirim. Biz de PayU olarak BKM ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde BKM Express’i PayU üzerine entegre ederek işletmelerimize sunmaya başlıyoruz. Alternatif ödeme kanallarının en güçlü olduğu ülkeler, İngiltere, Almanya, Fransa, ABD ve Avustralya gibi e-ticaretin patlama yaptığı ülkeler. Bu ülkeler dışında alternatif ödeme yöntemlerinin toplam ekosistem içerisindeki payı henüz iki basamaklı rakamlar bile değil. Özellikle mobil cihazlar üzerinden yapılan ticaretin artması ile alternatif ödeme sistemlerinin de pazarda kendine yer bulacağına inanıyorum. Burada bir ödeme sisteminden öte, katma değer yaratabiliyor olmak önemli.PayU olarak 2013 yılı hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz? Rakam paylaşabilir misiniz? 2013 yılı bizim için oldukça verimli geçti. Şu an 3 binden fazla üye iş yeriyle çalışıyoruz. Üye iş yeri adeti açısından hedeflerimizin üzerine çıktık. Toplam ticaret hacmi (TPV) hedefimizi bir aksilik olmazsa tutturacak gibiyiz. Finansal yıl bizim için 2014′ün Mart ayında bitiyor. Şu an hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz. Bugün Türkiye’de e-ticaret yapan her firmaya ulaşıyoruz ve havayolu taşımacılığı şirketlerinden özel alışveriş kulüplerine, turizm şirketlerinden pazar yerlerine kadar herkesle çalışıyoruz. Markafoni, Tatilsepeti, Media Markt, Kitapyurdu, Estee Lauder şirketleri, Webdenal, Ucuzu.com gibi aktif olarak çalıştığımız şirketlerin yanı sıra, çalışmak için görüştüğümüz birçok önemli şirket daha var. Çok yakında bunları da paylaşacağız tabii ki. 2013, aynı zamanda Türkiye e-ticaret pazarını desteklemeye yönelik somut girişimlerde bulunduğumuz bir yıl oldu. E-ticaret firmalarının çözüm ortağı olarak, farklı bankalardan aldığı sanal POS’lar ile e-ticaret faaliyetini yürüten işletmelere yönelik sunduğumuz katma değerli hizmetleri “PayU Bridge” adı altında birleştirdik. Tek entegrasyon rahatlığı, ödeme güvenliği, tek yönetim paneli ve mutabakat kolaylığı sağlayan PayU Bridge ile e-ticaret yapan firmaların asıl işlerine daha fazla odaklanarak satışlarını artırmasına yönelik önemli adımlardan birini attık. PayU olarak bizimle çalışan işletmelerin ödeme sistemleri alanındaki tüm ihtiyaçlarını 16 ülkede elde ettiğimiz tecrübenin verdiği güçle karşılamak istiyoruz. Örneğin çok kısa bir süre sonra üye iş yerlerimiz isterlerse BKM Express’i de sitelerine rahatlıkla entegre edebilecek ve müşterilerine bu ödeme imkanını da sunacaklar. Üye iş yerlerimizin işlerini büyütmelerini kolaylaştırmak için de onlara her alanda destek olmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda Google ile birlikte her yıl “E-ticarette Başarı Semineri” düzenliyoruz. 2013’te de bunu tekrarladık. Istanbul Business School, eOfis, Zanox, Zendesk gibi farklı firmalardan sağladığımız özel indirimli teklifleri üye iş yerlerimizle paylaştık. Bu projelerden de çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. 2014’te de buna benzer çalışmalarımız devam edecek. Üye iş yerlerimizin hayatlarını kolaylaştıracak teklifler sunmaya devam edeceğiz. Galata İş Melekleri (GBA), Endeavor Türkiye, İstanbul Ticaret Odası Bilişim Teknolojileri ve E-ticaret Şubesi, kimi üniversite kulüpleri gibi dijital dünyaya destek veren farklı kurumlarla stratejik işbirlikleri yapıyoruz. 2014’te de bu ilişkilerimizi güçlendirmeyi planlıyoruz. PayU’nun 2014 yılı hedefleri nelerdir? Odağınızda KOBİ’ler mi, yoksa daha büyük ölçekli şirketler mi yer alıyor? 2014 yılında toplam 4 bin iş yeri ile çalışmayı hedefliyoruz. Ölçümlediğimiz, baz aldığımız Türkiye e-ticaret hacminin yüzde 15’ini üzerimizden geçirmeyi planlıyoruz. Özellikle orta ve büyük ölçekli e-ticaret firmaları ile ilişkilerimizi geliştirmeyi planlıyoruz. Yukarıda bahsettiğim sektörün önemli kurumları ve bileşenleri ile işbirliklerimizi derinleştirerek devam ettirmeyi planlıyoruz. 2014′te Türk e-ticaretini sizce neler bekliyor? 2014′te en çok ne konuşulacak? Türkiye özelinde konuşacak olursak ülkemizde de Amerika ve Avrupa’daki benzer trendleri göreceğiz. Mobilin genel gelişimine baktığımızda en çok klasik perakendeciliği etkilediğini ve dijital unsurların, özellikle de lokasyon bazlı uygulamaların sektörde etkisini her geçen gün daha fazla hissettirmeye başladığını görüyoruz. Yakın zamanda birçok büyük perakende şirketinin çok kanallı stratejilerini kurgulayarak fiziksel ve online dünyayı birbirine entegre ettiği, mobil cihazlar üzerinde alışveriş deneyimlerimizi artıracağımız ve sosyal e-ticaretin ağırlıklı olarak mobil cihazlarla tetiklendiği bir dünyaya yavaş yavaş adım atacağız. Önümüzdeki yıllarda sahip olduğumuz potansiyelin ortaya çıkacağını, e-ticaretin büyümesine paralel olarak online ödeme sistemlerinin de daha fazla gelişeceğini düşünüyorum. 2014′e online ödeme sistemleri sektörünün penceresinden bakarsak, getirdiği kolaylık ve güvenlik avantajlarıyla hem e-ticarete ivme kazandıran hem de hızla büyüyen ve e-ticaret pazarından güç alarak kendisi de her geçen gün gelişen bir sektör görüyoruz. Aynı zamanda oyuncu sayısının ve rekabetin yavaş yavaş arttığı bir pazar. Şu anda ise Türkiye’de 5-6 milyar liralık e-ticaret cirosu var. Bu gelişmeler doğrultusunda ödeme sistemleri alanında bir takım kanunların yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu düzenlemelerle birlikte ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren oyuncuların daha sağlıklı ve güçlü şekilde yollarına devam edeceğini öngörüyoruz. Ayrıca alışılmışın dışında çalışma yapısına sahip olan kimi ödeme sistemlerinin Türkiye pazarına gireceğini öngörüyoruz. Ancak kredi kartı dünyasının bu kadar gelişmiş olduğu Türkiye pazarında, mevcut alışkanlıkları değiştirecek bir sistemi kısa vadede görmeyeceğiz. Daha çok kredi kartı odaklı sistemin mevcut ihtiyaçlar doğrultusunda optimize edileceğini düşünüyorum.E-ticaret sitesi açmak isteyen bir girişimci ödeme sistemi seçerken nelere dikkat etmeli? Ödeme sistemi seçerken, şirketin bağlı bulunduğu grup, teknik altyapı ve lisansör kuruluşlardan alınan izinlerin incelenmesinin faydalı olduğunu düşünüyorum. Artık gelişen teknoloji ile birlikte sanal dünyada alışılagelmiş sahtecilik yöntemlerinin yerini nispeten daha karmaşık ve tespit edilmesi daha güç sahteciliklerin aldığını görüyoruz. Bu durum, hem toplam sahtecilik rakamları içerisindeki sanal pos sahtecilik (card not present) hacimlerini hem de sahteciliğe maruz kalan üye iş yeri sayısını artırıyor. Daha önce hiç sahtecilik işlemleri ile karşı karşıya kalmamış köklü ve kurumsal firmaların bile günümüzde sahtecilik saldırısına maruz kalabildiklerine şahit oluyoruz. Bu nedenle e-ticaret yapan işletmelerin hemen hepsinin bu konuda yazılım desteği alması gerek. Birçok büyük ölçekli işletmenin de sahteciliği en aza indirebilmek için profesyonel sahtecilik filtrelerine yatırım yapmaları ve sahtecilik izleme ekipleri kurması gerekiyor. Bu hizmetleri bir bütün olarak sunan PayU gibi şirketler ise işletmelerin ödeme güvenliği risklerini yöneterek şirketlerin kendi işlerine odaklanmasını sağlıyor. Girişimcilerin kendini global düzeyde kanıtlamış oyuncular ile yola devam etmeleri risklerini en aza indirecektir.Kaynak : Emir Aksoy - www.eticaretmag.com
2014′te Mobile ve Tüketici Tecrübesine Önem Verilecek 21. Ocak 2014 Oğuz Kansoy E-Ticaret, Teknoloji (0) Geçtiğimiz yıl da yıl sonu değerlendirmemize katılan PayPal Türkiye Ülke Direktörü Kıvanç Onan, bu yıl ki dosyamıza da konuk oldu. 2011 yılında Türkiye pazarında faaliyet vermeye başladıklarında 1 milyon üyeye sahip olduklarını söyleyen Onan, 2013 yılı sonunda üye sayılarını 2 milyonun üstüne çıkardıklarını belirtiyor. Kıvanç Onan’ın Türkiye e-ticaret sektörü değerlendirmelerinin yanı sıra, alternatif ödeme sistemlerine dair görüşlerini ve PayPal Türkiye’nin 2014 yılı planlarını da röportajımızda okuyabilirsiniz. 2012 ile kıyasladığımızda sizce Türk e-ticaret sektörü 2013′ü nasıl geçirdi? Ne gibi değişiklikler oldu, sektör sizce büyüdü mü? 2013’ e-ticaret alanında biraz daha konsolidasyon yılı oldu diyebiliriz. 2012 ile karşılaştırıldığında mevcut şirketlerin pozisyonlarını pekiştirdiklerini görüyoruz; ama yeni girişimlerin de çok büyük çıkışlar yapmadığı bir yıl oldu. Sektörün büyüme ivmesinin önceki yıllarla karşılaştırıldığında Ekim ayına kadar biraz daha düşük olduğunu tahmin ediyoruz. Ekim ayından sonra ivme artmasına rağmen, sektör yıl sonunu, muhtemelen yüzde 40 civarında bir oranla kapatacaktır. Bu yıl ayrıca bir çok perakende şirketinin de online alışverişe açıldığı bir yıl olduğunu gözlemledik. Diğer ülkelerdeki gelişime benzer bir şekilde, perakende oyuncularının giderek daha fazla e-ticaretin büyümesinde katkısı olacaklarını düşünüyoruz. Bizim öngörülerimizden bir tanesi de mobil hacmin daha hızlı büyümesi yönündeydi. Her ne kadar 2012 ile karşılaştırıldığında, bu yıl mobil hacmin arttığına işaret etse de, sanıyorum iş yerlerinin mobilizasyon konusunda daha yavaş olmaları bu kanalın dünya ölçeklerinin gerisinde kalmasına yol açıyor. 2014’e geldiğimizde mobilleşmeyen sitelerin tüketicilerin tercihlerinin gerisinde kalacaklarını düşünüyoruz. 2013 yılını online ödeme sistemleri açısından ele alacak olursak Türkiye ve dünyada nasıl gelişmeler yaşandı? Alternatif ödeme sistemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Alternatif ödeme sistemleri açısından da oldukça hareketli bir yıl oldu. Artan şekilde yerel girişimlerin bulunması tüketicilerin ve işyerlerinin alternatif ödemelere karşı bilincini artırdı. Pazar lideri olarak bu alanda çalışan firma ve çözümlerin artmasını, e-ticaret sektörünü büyütmesinden dolayı memnuniyetle karşılıyoruz. Dünyada ise rekabetin hızla omni-channel, mobile ve mağaza içi tecrübelere kaydığını gözlemledik. PayPal açısından oldukça farklı inovasyonları hayata geçirdiğimiz bir yıl oldu. PayPal Here, PayPal Beacon gibi yeni ürünlerimiz piyasa çıktı. Bu rekabetin 2014’te de devam edeceğinin ve yeni bir çok start-up’ın bu alanda atılım yapmaya çalışacağını düşünüyorum. PayPal Türkiye olarak 2013′ü nasıl geçirdiniz? Sene başındaki hedeflerin ne kadarını gerçekleştirdiniz? 2011 yılında Türkiye pazarına girdiğimizde 1 milyona yakın kayıtlı kullanıcımız vardı. 2013 yılını 2 milyonun üzerinde kayıtlı kullanıcı ile ile kapatacağız. Bununla birlikte kullanıcıların her e-ticaret alışverişlerinde PayPal’ı kullanabiliyor olması önemli. Bu noktada, küçük büyük her e-ticaret firması ile entegrasyonlarımızı artırıyoruz. Entegrasyonumuzun çok hızlı gerçekleşebilmesi bizim en önemli avantajlarımızdan. Bizim açımızdan ilginç olan bir gelişme de, Türkiye’deki işletmelerin yurt dışına açılma noktasında ki atılımı oldu. Bu noktada beklediğimizden fazla talep alıyoruz ve yurt dışına satışlarımızda yüzde 100’e yakın bir büyüme gözlemliyoruz. Bu pazarların daha çok Orta Doğu ve Rusya olması da oldukça ümit verici, zira tüketici açısından bu pazarlardaki e-ticaret adaptasyonu oldukça hızlı artıyor.PayPal olarak 2014′te Türk e-ticaret sektöründe ve ödeme sistemleri konusunda neler yapmayı hedefliyorsunuz? Son kullanıcıya ve iş yerlerine yönelik ne gibi planlarınız var?Bizim için bu sene üç öncelik var diyebiliriz. Birincisi e-ticarete yeni alışan veya alışamayan kitleleri daha fazla ve daha hızlı sektöre katabilmek. Onların önündeki engellere çözümler üretebilmek. Yılbaşıyla birlikte bu noktadaki projelerimizi duymaya başlayacaksınız.İkinci öncelik ise, işyerlerini mobil ticarete yatkın hale getirmek. Bunu özellikle küçük ve orta ölçekli firmaları mobilizasyon konusunda destekleyerek yapacağız.Üçüncüsü ise, özellikle PayPal ile yurt dışına satışları artırmak olacak. Türkiye bölgede bir eticaret merkezi olabilme potansiyeline sahip ve biz bu fırsattan yararlanmak istiyoruz.2014′te Türk e-ticaretini sizce neler bekliyor? 2014′te en çok ne konuşulacak?Mobilin önemli bir atılım yapacağını; ikinci olarak da, genel anlamda tüketici tecrübesine daha fazla önem verileceğini düşünüyorum. Şu anda Türkiye’de en iyi ve en büyük sitelerde bile alışveriş tecrübesi ve check-out süreçleri dünya standartlarının çok altında. Sanıyorum, 2014’te birçok firmanın satışa dönüşüm oranlarını artırmak için yeni alışveriş akışları tasarlayacaklarını, bunu da özellikle mobil ile uyumlu hala getireceklerini düşünüyorum.PayPal globalde birçok farklı ödeme metodunu fiziki mağazalarda da test ediyor (PayPal Beacon, PayPal QR kod vb). Bu tip uygulamalar Türkiye’de ne zaman kullanılmaya başlanacak? Bununla ilgili ne tür alt yapı çalışmaları yapıyorsunuz?İnovasyon, bizim için öncelikli bir konu. Araştırma ve geliştirme çalışmalarımızı kullanıcılarımıza yeni ödeme tecrübeleri sunma ve ödeme sistemleri piyasasına inovatif çözümler getirme doğrultusunda yürütüyoruz. Omni-channel bu senenin ve gelecek senenin de mutlaka en gözde alanı olacak. Bununla birlikte bu projelerin bir pazarda tüketici alışkanlığı kazanabilmesi içinbirkaç ön koşul var.Mobil alışkanlıklar, penetrasyon, alışveriş tercihleri, mevcut perakende süreçleri, regülasyon uygulamaları vb. Bu açıdan 2014, sanırım Türkiye’de bu tarz ürünlerin tanıtımı için erken olacaktır. Ama bununla birlikte, bu tarz tecrübeleri yaşatacak belirli kullanım alanlarında, bazı pilot çalışmalarımızın olacağını söylemekle şimdilik yetineyim.Kaynak: Sinan Oypan - www.eticaretmag.com
Google, Termostat ve Alarm Dedektörü Yapan Nest’i Neden Satın Aldı? 21. Ocak 2014 Oğuz Kansoy Teknoloji (0) Teknoloji dünyasında inanması zor rakamlara bir başka şirketi satın alma misyonunu bir süredir Facebook üstlenmişti. Her ne kadar düzenli olarak satın alma gerçekleştirse de Google’ın bir kaç yıldır satın almalarda çok yüksek rakamlara çıktığını görmemiştik. Sizlere dün gece son dakika gelişmesi olarak duyurduğumuz Nest satın alması ise Google’ın da istediğinde çok cömert olabileceğini hatırlattı. Fakat ilk tepkiler gösteriyor ki bu satın alma ile ilgili pek çok farklı görüş var. Google’ın 3,2 milyar dolar nakit para karşılığında satın aldığı Nest’in akıllı alarm dedektörleri veya termostatlarının bir arama motorunun ne işine yarayacağı soru işaretlerine neden oluyor. Bu soru işaretlerini gidermek için olaya biraz daha geniş bir açıdan bakmak işe yarayabilir… Google: Aramadan fazlası Her şeyden önce daha göz önündeki ürünü bir arama motoru olsa da, Google’ın asıl işinin reklamcılık olduğunu hatırlamakta fayda var. Fakat Google’ın asıl istediği dünya çapındaki milyarlarca kişinin günlük olarak kullanacağı ürünler ve servisler geliştirmek. Akıllı telefonlar, akıllı gözlükler, akıllı arabalar, akıllı robotlar ve Nest satın alması ile birlikte artık akıllı ev araçları da bu listeye katılmış oluyor. Nest’in ürettiği internete bağlı akıllı ev cihazları Google’ın daha fazla eve girmesini ve kullanıcıların her gün bir kısmı daha dijitale taşınan gündelik yaşamlarında daha fazla yer almasını sağlayabilir. Nest: Google’ın evlere giriş kapısı Google bunu daha önce Google TV ile denemişti fakat beklediği başarıya bir türlü ulaşamadı. Chromecast bu yöne doğru atılmış diğer önemli bir adım fakat o da henüz çok yeni. Nest’in var olan ürünleri ve Google’ın vizyonu ile desteklendikten sonra üretip sunabilecekleri ise bambaşka bir konu. Yani Nest, Google için nesnelerin interneti tarafındaki atılımlarını son derece güçlendirebilir. Bu kavram henüz yeni sayılabilecek olsa da, sahip olduğu potansiyel inanılmaz bir büyüklükte. Analistler neslenerin internetinin milyarlarca değil, trilyonlarca dolar çapında bir pazar olacağını ön görüyorlar. Google adına ise bu potansiyele ulaşmasını sağlayabilecek 3,2 milyar dolarlık satın alma aslında son derece makul bir yatırım olarak görülebilir. Bu arada daha önce Jeff Bezos’un 250 milyon dolara The Washington Post’u satın almasında yaptığımız gibi ufak bir hesap da bu satın alma için yaptığımızda, aslında toplam rakam büyük olsa da Google için çok ciddi bir yük getirmediğini görebiliyoruz. Son çeyrekte 56 milyar dolar nakit veya nakte çevrilebilecek değere sahip olan Google için 3,2 milyar dolar, toplamda bu nakit stoğunun sadece yüzde 5 civarı bir kısmını bu satın alma için ayırmış oluyor. Kaynak: Ümit Öncel | 14 Ocak 2014 (www.webrazzi.com)